Susayan Afrika
Dünya her geçen gün daha fazla insana yuva olmak ve daha fazla boğazı beslemek zorunda kalıyor. Enerji kaynaklarının kıtlığını bir kenara bırakırsak eğer artık temel ihtiyaçlarını bile kıtlığa kurban verme zamanlarındayız. Dünya nüfusu 8 milyar gibi bir rakama doğru ilerlerken, her geçen gün kaynaklarımızın azaldığı gerçeğini hatırlıyoruz. Temel bir örnek vermek gerekir ise Dünya nüfusunu oluşturan her 8 insandan biri temiz ve sağlıklı suya ulaşamıyor. Bu insanların çok büyük bir çoğunluğu Afrika kıtasında yaşıyor. Küresel ısınma, sanayileşme, verim odaklı tarım uygulamaları insanlığın su tüketim ihtiyacını arttırırken, mevcut kaynakları korumak konusunda ne yazık ki pek iç açıcı adımlar atılmıyor.
Afrika konusundan devam edecek olursak eğer, bu kıtada yaşayan insanların %66’sı kurak veya yarı kurak bölgelerde yaşıyor. Son yıllarda küresel ısınmanın etkisi ile beraber yağış oranlarının iyice azalması da işin daha kötüye gitmesine neden oluyor. Kıtada susuzluktan kaynaklanan bir çok bulaşıcı hastalık kol geziyor. Sıtma, kolera, tifo, dizanteri ve zature gibi. Su tüketiminin normal seviyelerde olmadığı kıta da, kişisel temizlik amacı ile su tüketimi de ne yazık ki çok düşük rakamlarda seyrediyor. Kişisel temizliğin olmadığı ortamlarda mikro ve hastalık üremesi ise git gide hızlanıyor. Sırf Somali’de 3,5 milyon insan açlık ve susuzluk nedeni ile ölümün kıyısında yaşıyor. Son bir ay içinde kıtada 28 bin çocuk açlık ve susuzluk nedeni ile yaşamını yitirdi.
Bizim gibi su alt yapısını oluşturmuş ve nazaran gelişmiş ülkelerin olaylara bakış açısı ne yazık ki umursamazca. Bu nedenden dolayı, Dünya üzerinde bir çok bilim insanı susuz teknolojiler üzerinde çalışırken, su kullanımının mecburi olduğu noktalarda, kullanımı minimize etme çalışmalarına devam ediyor.
Ülkemizde genellikle yaz aylarında haber bültenlerine konu olan susuzluk, ancak ve ancak bizim için magazinsel bir değer taşıyor. Bu konuda çalışmalar yapan, sempozyum ve toplantılar düzenleyen onlarca çevre gönüllüsü için destek açıklamaları yapan otoriteler sonrasında ise onları kaderine terk ediyor. Ülkemizde Burdur Gölü bu konuya çok net bir örnektir.
Bu sebeplerden dolayı dünya mirasını ve kaynaklarını korumak ve suyu idareli kullanmak için; su tasarruf şarttır. Bunu yapabileceğimiz bir çok alan vardır. Ürünlerimizden olan susuz pisuvar ürünü, pisuvar başına yılda 150 ton civarı su tasarrufu yaparak bu yolda sizin için güzel ve sağlam bir adım olacaktır. Bunun gibi başka teknolojik gelişmeleri takip etmek ve su kullanımınızı optimize etmek geleceğiniz için olmazsa olmazınızdır.